- emekli
- təqaüdçü, istefaya çıxmış; emekliye çıkmak – təqaüdə çıxmaq, istefaya çıxmaq; emekli aylığı – pensiyapensiyaçı, təqaüdçü
Türkçe-Azerice Sözlük. 2009.
Türkçe-Azerice Sözlük. 2009.
emekli — sf. 1) Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli 2) Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan (kimse) Buraya gelenler hep asker emeklileridir. H. Taner Birleşik Sözler emekli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
emekli aylığı — is. Emekli olduktan sonra ödenen aylık, emekli maaşı … Çağatay Osmanlı Sözlük
emekli ikramiyesi — is. Emekli olma sırasında yapılan toplu ödeme … Çağatay Osmanlı Sözlük
emekli maaşı — is. Emekli aylığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
emekli olmak — belirli bir süre çalıştıktan sonra kanun ile sağlanan haklardan yararlanarak görevinden ayrılmak, tekaüt olmak Emekli olduğuna hayıflandığı kadar babasının ölüşüne de o kadar hayıflanıyor. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
malulen emekli — is. Hastalığı veya sakatlığı dolayısıyla erken emekli edilmiş kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
tam maaşla tekaüt (veya emekli) — şaka işi az, ödeneği çok olan bir işe yerleşenler için söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
tekaüt olmak — emekli olmak, emekliye ayrılmak Son günlerde tekaüt olduğunu haber almıştım. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
aylık bağlamak — emekli olan veya başka sebeplerle çalışmayanlara her ay için belirli bir parayı ödemeyi üstlenmek, maaş bağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
emekliye ayrılmak (veya çıkmak) — emekli olmak, tekaüde sevk olunmak Kafaları dazlaklaşmış, emekliye çıktıktan sonra adam kıtlığında gene işe alınmış. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
tegavit — emekli olmak … Beypazari ağzindan sözcükler